KESK Tekirdağ Şubeler Platformu, memur ve emeklilere verilen yüzde 30 zam oranına tepki gösterdi. KESK: “Son bir yıldaki yüzde yüz artışa rağmen asgari ücret hem yaşanan gerçek enflasyonun hem de açlık sınırının altına inmiştir” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) memur ve emeklilere verilen yüzde 30 zam oranına ilişkin değerlendirmede bulunarak, hükümeti ve uygulamaları eleştirdi.
Platform adına konuşan Kamil Sarı, TÜİK verilerine göre emekçilerin ve halkın temel harcama kalemi olan gıdada resmi enflasyon yıllık yüzde 77.87’ye, kira-konut enflasyonu ise yüzde 79.83’e ulaştığını, bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise enflasyon aylık yüzde 5.18, yıllık yüzde 137.55 arttığını hatırlattı.
“Yaşanan gerçek hayata pahalılığının TÜİK tarafından açıklanan resmi rakamlar ile adeta bir kara delik gibi yutulmasına maalesef alıştık” diyen Sarı, “İnsanın aklı ile bu kadar da dalga geçilmez” ifadelerini kullandı.
TÜİK tarafından açıklanan rakamların iktidarın, yaşanan gerçek enflasyonu perdeleme, enflasyonu düşük göstererek milyonlarca çalışanın maaşını, ücretini düşük gösterme politikasının ürünü olduğunu söyleyen Sarı, “Dolayısıyla iktidarın “enflasyonu düşürdük” açıklamalarının, Cumhurbaşkanı’nın sahte TÜİK rakamlarının üzerine birkaç puan koymaktan ibaret “müjdesinin” hiçbir karşılığı yoktur. Çünkü ne yazık ki tüm halk TÜİK rakamlarının yalan, yoksulluğun gerçek olduğunu onlarca acı tecrübe ile öğrenmiştir” dedi.
İçinde bulunulan süreçte ülkedeki her beş kişiden birinin açlık sınırı altında gelirle yaşamaya çalıştığını aktaran Sarı, şunları kaydetti:
“Saçma sapan” denilerek aşağılanan talebin; “memur ve emekli maaşları asgari ücrete yapılan yüzde 54 oranında artırılsın” talebi olduğunu vurgulayan Sarı, şunları paylaştı:
Tüm kamu emekçilerini ve emeklileri; bugünün acil talebi olan yüzdelik değer olarak en az asgari ücret artışı talebine olduğu kadar, en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için, bir kez daha buradan omuz omuza birlikte mücadele vermeye; hakkımız olanı istemeğe çağırıyoruz.