08.09.2024

Istrancalar’a Yapılmak İsten Altın Madenine Karşı Dava Açıldı

18, Mayıs 2024 Cumartesi
Bu haber kez okundu


Kula köyünde altın ve gümüş madeni için verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararına karşı dava açıldı. DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, maden ocağı inşa edilmek istenen bölgenin “Alanın tamamına yakını meşe ve kayın ormanı. Köylülerin geçim kaynaklarından biri ormancılık. Ormancılık faaliyetlerinin biteceğinden köy halkı ekonomik olarak kayba uğrayacak. Bu alanda coğrafi işarete sahip meşe balı üretiliyor. Üstelik bölge, arıcılıkta ve özellikle Trakya arısında, mutlak koruma altında” dedi.
Kırklareli Kula Köyü’nde Koza Altın İşletmeleri A.Ş tarafından planlanan altın, gümüş madeni için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2015 yılında “ÇED Gereklidir “ kararı almış, bölge insanının ve çevre örgütlerinin mücadelesi sonucu Koza Altın geri adım atmıştı. Ancak aynı bölgede altın ve gümüş madeni için 9 yıl aradan sonra yeniden müracaat eden Koza Altın’a, Bakanlık bu kez “ÇED gerekli değildir” kararı verdi.
9 YIL ARAYLA İKİ FARKLI KARAR
DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, 2015 yılında “ÇED Gereklidir” kararı verilen projeye, aradan geçen 9 yıl sonunda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmesinin ÇED Yönetmeliği’nin 17. Maddesinin 2. Fıkrası kapsamında hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.
Çidem, açık ocak madenciliği metodu ile altın ve gümüş cevherinin elde edilmesi amaçlandığını ifade ederek, Bu yöntem ile elde edilen madenin ekonomik ömrünün yaklaşık üç dört yıldır. Kısa sürede kar elde etmek isteyen şirket, bu proje ile doğal yaşama zarar verecektir” diye belirtti.
13 Şubat’ta Erzincan İliç’de yaşanan maden faciasını hatırlatan Çidem, siyanürlü toprağın kayması sonucu 9 işçinin hayatını kaybettiğini ve resmi kurumların, Fırat Nehri’ne siyanür sızıntısı olmadığını açıklasa da bunun doğruluğunun ilerleyen yıllarda ortaya çıkacağını ifade etti.
Yaşanan faciadan ders alınmadığını; Kula Köyü’nde altın, gümüş arama maden ocağı inşa edilmek istendiğini belirten Çidem, “ÇED gerekli değildir” kararına karşı itiraz dilekçesi sunduklarını söyledi

ŞİRKET KISA SÜREDE KAR ELDE ETMEK İSTİYOR’
Çidem, şirketin faaliyet göstereceği alanın 18,2 hektar oluğunu açık ocak madenciliğinin metodu ile altın ve gümüş cevherinin elde edilmesinin amaçlandığını dile getirdi. Bu yöntemle elde edilen madenin ekonomik ve gümüş cevheri elde edilmesinin amaçlandığını kaydeden Çidem, “Kısa sürede kar elde etmek isteyen şirket, bu proje ile hem doğal yaşama zarar verecektir hem de madencilik faaliyetleri ile yaratılacak olan, toprak ve suyun ağır metal kirliliği, kronik hastalıklara ve özellikle de kanser hastalarına zemin hazırlayacaktır” dedi.

BÖLGE’DE COĞRAFİ İŞARETE SAHİP MEŞE BALI ÜRETİLİYOR
Trakya’da açıklan taş ve maden ocaklarının önemli bir bölümünün Istranca dağlarının alt eteklerinde yer alan kireçtaşı kuşağında açıldığını ifade eden Çidem, Halbuki bu kuşak kireçtaşındaki çatlak sistemi nedeniyle yeraltı sularının beslenmesi açısından son derece o nemlidir. Taş ve Maden ocaklarının yarmaları ya da patlatmaları çatlak sistemini bozduğu için yeraltı su beslenmelerine engel olmakta, suyun akış yolunu değiştirmekte ve buharlaştırmayı arttırdığı için su kayıplarına neden olmaktadır. Bu kadar geniş bir alana bu projenin yapılması su kaynaklarının kirleneceği anlamına gelmektedir. Derelerin akış güzergâhı Bulgaristan, Armağan ve Kayalı Barajıdır. Armağan barajı Kırklareli’nde içme suyu için kullanılacaktır. Kayalı Barajı ise Edirne’de içme suyu kaynağıdır. Derelerin bir kısmı da Bulgaristan tarafına akmaktadır. Bu proje hayata geçtiği takdirde sadece ülkemiz değil, bir diğer ülkeye de zarar vereceğinden, uluslararası sözleşmeleri de ihlal edecektir. Alanın tamamına yakını meşe ve kayın ormanıdır. Köylülerin geçim kaynaklarından biri ormancılıktır. Ormancılık faaliyetlerinin biteceğinden köy halkı ekonomik olarak kayba uğrayacaktır” diye konuştu.
Çidem, maden ocağı açılmak istenen alanda coğrafi işarete sahip Meşe Balı üretildiğini kaydederek, bölgenin arıcılıkta ve özellikle de Trakya arısında mutlak koruma altında olduğunu söyledi. Çidem son olarak şu ifadeleri kullandı: “Bölge, Trakya Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce Avrupa Kırmızı Orman Karıncası Tür Koruma Eylem Planı ve Bioçeşitlilik envanteri projesi kapsamında. “
ÇED gerekli değildir kararının iptali için Edirne İdare Mahkemesi’ne 14 Mayıs’ta dava açıldı.

Haber: Elçin Yıldıral

facebook twitter youtube google+ feedburner
Yazar: Haber Merkezi
sanalbasin.com üyesidir