Türkiye’de COVID-19 nedeniyle bu zamana kadar 550’nin üzerinde sağlık çalışanı, 200’ün üzerinde hekimin hayatını kaybettiğini açıklayan Tekirdağ Tabip Odası, yöneticilerin pandemi bitmiş gibi davranmasına rağmen halen hekimlerin, sağlık emekçilerinin ve yurttaşların yaşamını yitirmeye devam ettiğini kaydetti.
COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden hekim ve sağlık çalışanlarını anma günü dolayısıyla açıklama yapan Tekirdağ Tabip Odası, 1 Nisan 2020’de COVID-19 nedeniyle görevi başındayken yaşamını yitiren ilk hekim Dr. Cemil Taşçıoğlu ve tüm sağlık çalışanlarının anısına Türk Tabipleri Birliği tarafından 1 Nisan’ın, “COVID-19 Nedeniyle Hayatını Kaybeden Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü” olarak belirlendiğini aktardı.
İlk kez 17 Mart’ta, bir eczacı sağlık çalışanının hayatını kaybettiği hatırlatılan açıklamada; “Ne yazık ki yöneticiler pandemi bitmiş gibi davranmasına rağmen halen hekimler, sağlık emekçileri, yurttaşlar yaşamını yitirmektedir. Tüm bilimsel gerekliliklere rağmen koruyucu sağlığın öncelendiği birinci basamak yerine ikinci ve üçüncü basamaklarda salgını karşılamanın bunda etkisi çok büyüktür. Salgının ikinci ve üçüncü basamakta karşılanması ile birlikte, sağlık çalışanları pandemi sürecinde büyük bir riskle yüz yüze gelmiştir” ifadeleri yer aldı.
“Sağlık çalışanlarını, hekimleri koruyamayan bir “salgınla mücadele politikası” toplumu da koruyamaz, nitekim koruyamamıştır” denilen açıklamada; gerçek verilerden çok uzak resmî rakamlarla dahi Türkiye’de bu güne dek hastalanan yurttaşların sayısının 15 milyona, hayatını kaybeden yurttaşların ise 100 bin civarında olduğu belirtildi.
Salgında yaşamını yitiren sağlıkçıların anılarını yaşatmaya, salgınla doğru temelde mücadele etmeye devam edeceklerini aktaran açıklamada şunlar kaydedildi:
Bu salgını bilimsel ilkelerle yönet(e)meyenlere rağmen yaşamlarını yitirme pahasına mücadele eden tüm meslektaşlarımıza, sağlığa emek verenlere verebileceğimiz en güçlü söz: Toplum sağlığını onlara bırakmayacağımız, bilimin gereklerini yapacağımız, doğruları söylemekten asla vazgeçmeyeceğimizdir. Kaybettiğimiz mesai arkadaşlarımızın ailelerine bile hürmetsizlik edip “COVID-19’un Meslek Hastalığı Sayılması” için illiyet bağı isteyenler; pandemi sürecinde istediğimiz 120 gün yıpranma payını bize çok görenler; “giderlerse gitsinler”, bazıları daha da ileri giderek“ gidişleri olsun da dönüşleri olmasın” diyebilecek kadar minnetsiz olanlar bilsinler ki: Kaybettiklerimizin haklarını sormak; emek verenlerimizin haklarını korumak için gitmiyoruz, kalıyoruz! Sağlık mücadelesi size bırakılamayacak kadar değerlidir, yaşamın özüdür, topluma karşı sorumluluğumuzdur. Topluma sözümüz var, hekimlere sözümüz var: Gitmeyeceğiz. Sizin, bizim, hepimizin sağlığı için, emeğimiz için söyleyecek sözümüz var. Tükeniyoruz çığlıklarımıza kulak tıkayanlar bilmelidir ki, bu toplumun parçası olan bizler kimsenin kahramanı olmak istemiyoruz: Yalnızca haklarımızı istiyoruz, haklarımızı korumak istiyoruz, toplumun sağlık hakkını korumak istiyoruz! COVID-19’un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Hakkımız olan yıpranma payının uygulanmasını istiyoruz. Hayatımızı korumamıza yardım edecek çalışma koşulları istiyoruz. İsteklerimiz o kadar zor mu ki bizleri hedef göstermeye, itibarsızlaştırmaya, toplumla karşı karşıya getirmeye çalışmayı; haklarımızı vermeye tercih ediyorsunuz? Küresel salgında kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarının anıları önünde bir kez daha saygı ile eğiliyoruz. Onlara, topluma sağlıklı bir gelecek için mücadele sözümüz olsun. Anıları, sağlık hakkı mücadelemizde bize ışık olacaktır. Unutmayacağız! Unutturmayacağız! Unutulmayacaklar!